Yüz Gençleştirme
Yüz Gençleştirme
Yüz Gençleştirme doğru teknik ve tercihlerle kesinlikle mümkündür. Konusunda uzman bir doktor tarafından hastaya en uygun seçenekler belirlenerek uygulanmalıdır. Konuyla alakalı Prof. Dr. Ahmet Karacalar bu konu da sık sorulan sorularınızı yanıtladı. Lütfen siz de bilmek istediğiniz konular ile alakalı soru sormaktan çekinmeyiniz.
Yüz gençleştirme de hangi yöntemler yaşı en fazla geriye götürür? 10 yıldan fazla genç görünmek mümkün mü ?
10 yıl gençleşmek gibi radikal gençleşmeler basit işlemlerle yapılamaz. Bu tür iddialar gerçek dışıdır. Total yüz germe işlemleri uygun seçilmiş yüzlerde bunu başarabilir.
Kalıcı yüz gençleştirme işlemleri hangileridir ?
Hiç bir işlem kalıcı değildir. Ancak bazılarının çok uzun süreli olması onları öne çıkarır. Özellikle germe işlemleri bu kategoriye girer.
Yüz gençleştirme de yeni yöntemler nelerdir ?
Özellikle hücresel gençleşmenin bazı türleri yeni kabul edilebilir. Onun dışında bilinen bazı yöntemlerin yeni yaklaşımları ortaya çıkmaktadır.
Orta yüz gençleştirme nasıl yapılır ?
Orta yüz gençleştirme de en basit yöntem şemsiye askı ve enjeksiyonlardır. Sorunun daha fazla olduğu durumlarda endoskopik orta yüz germe tercih edilir.
Orta yüz gençleştirme de burun gençleştirme estetiği yapılabilir mi ?
Burunda zaman içinde düşer ve şekil değiştirir. Bu nedenle özellikle burun ucu kaldırma estetiği orta yüz gençleştirmeye eklenebilir. Burun ucu estetiği genellikle aynı derece bozulan dudak estetiğine de yardımcı olur.
Yüz gençleştirme de dudak estetiği nasıl yapılır ?
Özellikle diş kayıpları ve kemik erimesine bağlı çene kemiği kayıpları dudak estetiğini bozar. Dudak hacminin zaman içinde azalması, ağız köşesi çizgileri, dudak üstü çizgileri ve buna ek olarak yanak düşmesi ağız çevresine yaşlı bir görüntü verir. Öncelikle diş sorunlarının giderilmesi, hücre enjeksiyonu, dudak asma, yanak asma bu bölge estetiğinde önemlidir.
Yüz ovali estetiği nasıl yapılır ?
Orta derece sorunlarda SMAS lift gibi sarkan deri altı kas-zar tabakasını çeken işlemler tercih edilmelidir. Daha ileri düzey sarkmalarda yüz-boyun germe gerekecektir.
Gıdı estetiği nasıl yapılır ?
Gıdı estetiğini bozan sorun yağ dokusu fazlalığı ise lazer lipoliz etkili olur. Yağ dokusu ile birlikte deri sarkması var ise yağı alma yetmeyecektir. Bu durumda çene altı deri çıkarma ya da kulak arkası germe tercih edilir.
Yüz-boyun gençleştirme ile birlikte dekolte yapılabilir mi ?
Estetik cerahide ünite prensibi vardır. Bu nedenle yüz-boyun yanında dekoltenin eklenmesi doğru bir yaklaşım olacaktır.
Prematür yaşlanma nedir ? Bu tür durumda hangi yüz gençeştirme işlemleri yapılır ?
Prematür yaşlanma erken yaşlanmayı ifade eder. Tüm çevresel faktörler arasında güneş ışığı prematür yaşlanmanın en önemli nedeni olarak bilinir. Ne yazık ki yaşamın ilk 20 yılında prematür yaşlanma için gereken ışının %80 i alınmış olur Prematür yaşlanmanın ilk bulguları kırışık, lekelenme, kılcal damarlar, dudaklarda hacim ve renk kaybı, gözeneklerin genişlemesi, deride kabalaşmadır.
Önce kalınlaşıp kabalaşan deri sonra incelip parşömen gibi olur. Keratoz adı verilen pullu lezyonların çıkması, bazeı deri kanseri türleri daha geç görünen sorunlardır. 2 mm den büyük çok sayıda beni olanlar ya a 5 mm den büyük düzensiz beni olanlar dikkatli olmalıdır. Aşırı güneş ışığı sadece erken yaşlanmaya neden olmaz, bağışıklık sistemini de baskıladığı için buna bağlı da kötü huylu lezyonlar çıkabilir.
Prematür yaşlanma da grenz hattı olarak bilinen üst deri ile orta deri arasında yer alan bağ dokusuna etki gösterecek derinlikte peeling işlemleri tercih edilir. Bu nedenle meyve asidi gibi yüzeysel peelingler güneş ışınına bağlı prematür yaşlanmalarda etkisiz kalır. Retinoid içeren kremlerin uzun süre kullanılmasının hasarı bir derece geri çevirici etkileri bildirilmiştir.
Prematür yaşlanma sadece yüzde olmaz, Boyun, dekolte , kol içleri ve bacak içleri diğer kolay etkilenen yerlerdir. Bu bölgelerde kıl kökü ve bezler az olduğu için, bunların çevresine yer alan onarıcı hücreler de azdır. Bu nedenle soyucu işlemler pek kullanılmaz.
Yüz iskeleti yaşlanması ve tedavisi ?
Özellikle kadınlarda östrojenin düşmesi ve osteoporoz ile birlikte iskelet sistemi erimeye ve şekil değiştirmeye başlar. Bu değişiklik yaşlı yüz nedenlerinin başında gelir. Yüz çizgileri yaşlı yüz görüntüsü vermez, daha çok yıpranma işaretidir.
Yüz gençleştirme işlemlerinde yüz iskeletini de gençleştirmek gerekli.
Parmak Testi
“İşaret parmağınızın ucunu burnunuzun ucuna tabanını çene ucuna dayıyorsunuz, eğer dudaklarınız parmağınıza dokunuyorsa güzelsiniz ” şeklinde hızla yayılan sosyal medya güzellik testi bilimsel gerçekler ile uyuşmuyor. Plastik cerrahide dudağın konumunu belirlemek,burun ucu, dudak ve çene ucu ilişkisini incelemek için kullandığımız “E line” olarak bilinen ölçümün yanlış ve eksik bir yorumu bu. Burun ucunu çene ucuna birleştiren çizgiden üst dudak ortalama 4, alt dudak 2 mm geride olmalı. Üstelik bu ölçüm bile yüz güzelliğinin küçük bir parçasını belirler, bütünü değil.
Güzelliği belirleyen pek çok ölçü var. Bunun en önemlilerinden birisi üçler kanunu. Yüzü gençleştirirken ya da değiştirirken göz önünde bulundurulmalı.
Mona Lisa gülümseme estetiği
Mona Lisa gülümsemesi arzu gülümsemenin estetik tarzıdır. Bu gülümseme için ağız köşelerinin hafif kalkık olması tercih edilir. Gülümseme devam ederken ağız köşeleri yanaklara doğru hareket eder. Yaş arttıkça bu gülümseme kalıbı bozulur. Güzel bir Mona Lisa gülümsemesi ruhları ısıtır ve yerini hiç bir şey tutamaz.
Tedavi de ağız köşesini kaldıran ve yanak düşüklüğünü gideren şemsiye askı ya da endolift gibi işlemler tercih edilir. Gülümsemeyi bozan yapısal sorunlar varsa ( diş eti gülümsemesi gibi ) gülme kaslarına yönelik ek işlemler gerekir.
Mimikler ve Tasarım
Mimik tasarımının temelinde kişinin yüzünü, mimik kaslarının yerini ve gücünü bilme yanında kişinin yapısını ve tarzını da bilmek gerekiyor. Bu konuda donuk yüz olmak istemediğini ısrarla vurgulayıp, çoğu mimiğini kullanabilmeyi hedefleyenleri çok iyi anlıyorum. İlginç olan grup, çizgilerden kurtulmak için çoğu mimiklerini kaybetmeyi göze alanlar. Bu grubun hayatı bir poker oyunu gibi algıladığını düşünüyorum.
İyi bir poker oyuncusunun, elindeki kartların kendi üzerinde yarattığı duygusal sonucu mimikleri ile göstermemesi gerekir. Bu tür yüz modelleri poker yüzü olarak adlandırılır. Mimiksiz ve bu nedenle duygusuzdur bu yüzler. Maske gibidir ve profesyonel bir amacı vardır.
Daha yavaş yaşlanma için ifadesiz bir yüz kabul edilebilir mi ? sorusu akla gelecektir. Gerçekten mimikler yüzün anlamıdır. Onlar kelimelerin gücüdür ve ifadelerimize ayrı bir derinlik verir. Hatta kelimelere başvurmadan, sessiz konuşma ya da iletişim için iyi birer araçtırlar. Onlar beynin limbik sistemi denilen, duygular ile ilgili bir bölümle bağlantılıdır. Gelişim basamaklarında beynin eski yapılarına aittirler. Bu nedenle mimik iletişim, sözlü iletişimden önce gelir. Yüzün 80 kası var ve bunlarla 7000 farklı yüz ifadesi çıkarmak mümkün. Ne var ki, sözlü iletişim çağında yaşayan bizler, ancak birkaç yüzünü kullananıyoruz.
Mimikler bu denli önemli olsa da, onların aşırı ve kötü kullanımları hızlı ve daha kötü yaşlanmaya neden olur. Kayalara vuran dalgalar gibi, deriyi aşındırır ve yıpratırlar. Bazıları ve özellikle göz kenarında bulunanlar mutluluk kırışıklıkları olarak ifadeyi çok bozmasa da; kaş arasında ya da ağız köşelerinde olanlar sürekli sert, kızgın ya da hüzünlü anlamlar vererek aslında iletişime zarar vermeye başlar. İfadenin gücü olan mimikler, yanlış duygusal mesajlar vererek iletişimi de bozar. Bazen o denli gelişirler ki, kabarıklık yaratarak yüz coğrafyasına zarar verirler. Üstelik kişiyi ifadesiz, daha kestirme bir tanımlama ile poker yüzlü yapmadan…
Bir gün yüzünün anlamını yumuşatmak için görüşmeye bir bey geldi. Sert ifadesinin müşterileri üzerinde olumsuz etki bıraktığını ve bundan kurtulmak istediğini söyledi.Gerçekten öfke ve ciddiyet kasları o kadar güçlüydi ki kasılı halde duruyorlardı. Ürkütücü, itici ve karanlık bir hava veriyordu. Mimik tasarımından sonra sempati ve aydınlık duygular yüzünü doldurmuştu.
Kupid’in yayı ve oku yüzde saklıdır
İlk bakışta aşk, aşkın ihtiraslı bir türü olarak düşünülürken; ilgili kişilerin yaptıkları bir tür deliliğe benzetilir. Semptomları bir aşk hastalığına benzetenler de vardır. Plato, kayıp yarılarını bulan kişilerde yaşanan aşk hastalığını tanımlarken, derin aşkla bağlanan bu kayıp yarıların bir an bile birbirlerini görmeden dayanamadıkların vurgular. Mitolojik düzeyde Eros ya da Roman karşılığı ile Kupid’in yayından çıkan oklar aşk hastalığına neden olur.
Sıklıkla şu sözleri duyarız. “ Son zamanlarda dudak çerçevemin kaybolduğunu farkettim. Kalemle yapmaya çalışıyorum, fakat istediğim etkiyi vermiyor.Dudaklarımın eskisi gibi çekici olmasını istiyorum.” Gerçekten dudak çerçevesini belirleyen hat bir geçiş noktası olurken; kabarıklığı, dudağı çekici ve arzu edilen hale dönüştüren eğimi ile eşsiz ayrıntılardır. Estetik cerrahide en sık kullanılan ismi ile Kupid’in yayıdır. Sadece yaya benzediği için bu ismi haketmez, feminen güce vurgu yaparken, seksi dudaklar ile arasında bir paralellik bulunur.
Dudak çerçevesini belirleyen hat bir geçiş noktası olurken; kabarıklığı, dudağı çekici ve arzu edilen hale dönüştüren eğimi ile yüzün eşsiz ayrıntılarıdır. Özetle Kupid’in yayıdır. Sadece yaya benzediği için bu ismi haketmez, feminen güce vurgu yaparken, seksi dudakların ilk şartını oluşturur.Bu kadar küçük bir ayrıntının bu kadar önemli fark yaratıyor olması yüzün hayranlık verici sırları arasındadır. Kırışıklıklara karşı önlemler yerine aslında dudak çevresindeki Kupid yayının korunması gerçeğini vurgulamak gerekir. Kupid yayın kaybolması ya da silinmesi sadece çekiciliği azaltmaz, yaşlanan dudak ve ağız yapısının bir özelliği haline gelir. Göz ve ağız çevresi karşımızdaki kişiyi yargılarken ilk sırada bulunan yapılar olduğu için, yayın kaybı yüzün genel estetik değerine çok zarar verir.
Aslında yüzde Kupid’in başka bir silahı daha saklıdır. Kirpikler Kupid’in oklarıdır. Kupid’in yayı ve okunu oluşturan dudak çevresindeki çerçeve ve kirpiklerin birlikte öldürücü bir silaha dönüşebileceğini hatırlatmak gerekir.
Estetik cerrahi ile ilgili talepler bazen ayrıntılara inebiliyor. Bu talepler bireyin beğenisi ya da kişisel özelliklerini yansıtsa da kültürel ve dönemin özellikleri ile ilgili de güzel ipuçları verir.
Boyunda enine halka şeklindeki çizgilerden kurtulmak isteyenlerin sayısı giderek artıyor. Yok edilmesini istediği halkalar bir döneme ait güzellik kavramına ait ayrıntılardı. Hatta antik dönem kraliçelerin profilden bir kavunu andıracak şekilde tasarlanmış kafa şekillerinin, boyundaki doğal gerdanlıkları gibilerdi.
Boyunda ki bu halkalar “venüs halkaları” ya da “venüs gerdanlığı” olarak bilinir. Bu halkaların gelişim öyküsü de estetik değerler ile çağın gerekleri arasındaki değişimi göstermesi açısından ilgi çekicidir.
Afrodit antik dönem heykeltraşları arasında ki en popüler tanrıça temalarından birisi olmuştur. Afrodit’in yorumları klasik çağdaki sert hatlardan zaman içinde yumuşar ve hatlar daha duygu dolu olurken, boyundaki halkaları görmeye başlarız. Bu enine çizgiler Afrodit ya da Venüs halkaları olarak adlandırılmaya başlamış ve daha dişi yorumları güçlendiren ayrıntılardan birisi olmuştur.
Ne yazık ki geçmişin güzellik çizgileri günümüzün estetik bakış açısına ters düşüyor.
Kulak memesi sarkık ve büyüklüğü (Buda kulağı)
Görüntümüzle ilgili hoşnutsuzluklarımızın kültürel bağları vardır. Başka bir kültürde güzel ya da anlamlı kabul edilen form, evrensel ölçütlerde kabul edilemez olabilir. Onun sahip olduğu türden bir anlam, Hindistan ve Çin kültürel yapısı içerisinde kabul görebilirdi.
Buda heykellerinin ortak özelliklerinden birisi, ortasında genişlemiş bir küpe deliği olan uzun kulak memeleridir. Buda’nın kulak memeleri derin sembolik anlamlara sahiptir. Onlar geçmiş yaşamın anılarını taşır. Bir taraftan ağır pahalı küpelerin taşındığı günler ile bağlantı kurarken, diğer taraftan aydınlanmaya giden yolda dünya zevklerine sırt çevirmenin gerekliliğini hatırlatır.
Öyküye göre, Buda bir zamanlar Şakya kralının oğluydu. Seçkin giysiler içinde saraylarda yaşıyor ve eğlenceden eğlenceye geziyordu. Bir gün yolda iki büklüm bir yaşlı adam, sonra bitkin hasta bir adam, sonra da yakılmak üzere bir ölü görür ve yaşamın acı tarafıyla ilk kez yüzleşir. Ardından bütün bunların arasında, yüzünde dinginlik ve huzur olan bir dervişle karşılaşır. Yüzüne yaşam bilgeliği sinmiş bu adam, dünyadaki bütün acıların üzerinde bir duruşa sahiptir. Bundan çok etkilenen Prens, derviş yaşamını seçmeye karar verir. Yaşamda acıların ve hatta ölümün ötesine geçen bir şey olmalıdır. Seçkin giysilerinden kurtulur, saçlarını keser ve kulaklarındaki ağır küpeleri çıkarır. Geçmiş yaşamın bütün izlerini silmek ister. Ancak, delikleri genişlemiş sarkık kulak memeleri geçmiş yaşantısının hatırlatıcısı olarak kalacaktır.
Özellikle yaşlanma ve ağır küpeler sonrası büyüyen ve sarkan kulak memeleri yüzün dengesini ve oranlarını bozar. Aslında tedavisi kolaydır, fazla olan doku çıkartılır ve kulak memesi yeniden şekillendirilir.
Estetik amaçlı ben tedavisi
Yüzümüzle ilgili küçük ayrıntılar fark yaratır, onlar güzelliğin taçlandırılmış hali gibidir, nadir oluşları ile özgünlük verir ve ayırtedici özelliklere dönüşür. Nadir olan herşeyin değerli olması gibi, kişinin güzelliğinin değerini arttırır. Beden üzerinde tasarım işi gibidirler. Marilyn Monroe, Elizabeth Taylor, Cindy Crawford ya da Eva Mendes’i hatırlarsak, benleri öncelikli bir şekilde zihnimizde şekillenir. Penelope Cruz’un göğüs beni ise beden vurgusuna bir örnektir.
Ancak benlerin yeri, boyutu ve kabarıklığı o kadar önemlidir ki; benler dar bir estetik sınıra sahiptir. Dudak yanak arası bir bölgede ve göz kapağı çevresi dışında güzellik işareti kategorisinden çıkar. Kabarık olması hiçbir bölgede kabul edilemez durumdadır ve itici duygular uyandırır. Üzerinde kılların olması ise, daha feci bir sapma ile, zihinlerimizde yer etmiş cadı tiplemesini akla getirir.
Benlerin çıkarılması için en uygun yöntem cerrahidir, üstelik çıkartılan ben üzerinde patolojik inceleme de yapılabilir.
Özellikle 0.5 cm in üzerinde, asimetrik,kenarı düzensiz , farklı renk karışımda ya da kanamaya eğilimli benler de ise estetik değer aranmaz, çıkartılıp patolojik incelenmesi önerilir. Bu tür benler displastik denilen kanser öncesi benler ta da malign melanoma olabilir.
Estetik ve Peter Pan Sendromu
“Kendimi çok genç hissediyorum. Yüzümü ve bedenimi hissettiğim yaşa indirebilirmisiniz?”
Estetik cerrahide sık söylenen laflardan birisi.
Estetik cerrahide amaç mutlak harmoni olduğununa göre beden ve ruh arasındaki uyumsuzlukta bir harmoni bozukluğudur. Bu uyumsuzluk estetik talebi doğurabilir. Bu durum ne kadar gerçekçi ?
Yavaş ve emin adımlarla epeyce geriye gitmek mümkün. Artık çok sayıda modern estetik işlem var.
Hepimiz içimizde bir çocuk taşırız. Bunu bastırırız, kontrollü bir şekilde serbest bırakırız ve bazen de tamamen bize hakim olur. Bazen geriye dönüşler, çatışma ve sıkıntılardan kurtulmak için regresyon olarak adlandırılan bir savunma mekanizması olurken, bazen olumlu da kabul edilir. Amedeus filminde Mozart karakteri örneğinde olduğu gibi, yaratma süreçlerinde görülen, ego hizmetinde regresyon haline gelir. Büyümeyen yetişkinler aklıma her zaman Peter Pan öykülerini getirir. Büyümeyi reddeden Peter Pan, “Neverland” adı verilen çocukların yaşlanmadığı bir yerde yaşar. Açık pencerelerden uçarak girip, çocukları Neverland’e götürür. Öykünün bu bölümü ile de, gerçek hayatta tek başına uyumakta zorlanan çocuklar için rahatlatıcı açılımlar sağlar. Psikolojide içimizdeki çocuğun aşırı şekilde ön planda durumları ve gerçeklerle yüzleşme yerine fantezi dünyasına kayışı “Peter Pan Sendromu” olarak adlandırıldığını hatırlatmak istiyorum. Bu arada, Peter Pan’ın “Periler ancak onlara inanırsanız, vardır“ sözcükleri yaşam için derin anlamlar saklar.
Estetik Cerrahi ve Simetri…
Katlama çizgisi belirleyip bir yapıyı katladığımız zaman iki parça üst üste çakışıyorsa simetrik denir. Yüz için tam ortadan geçen çizgi katlanma çizgisi olursa iki yarı arasındaki simetriden bahsederiz. Açılmış kitabın iki yarısı arasındaki simetri gibi.
Simetri güzelliğin önemli elemanlarından birisi. Simetrik olan daha çok arzu ediliyor. Arzu edilmenin altında yatan ise üreme amaçlı uygun bir eş olması. Gerçekten simetrik yüz ve bedenler anne karnında ki gelişim sırasında her şeyin yolunda gittiğinin bir işareti. Bir başka deyişle simetri sağlıklı olmanın bir testi, göstergesi. Simetriyi güzelliğin unsurlarından birisi yapan bu biyolojik dürtü. Simetriksen sağlıklısın, sağlıklıysan soyun devamı için uygun bir eşsin. Cümleyi uzatırsak arzu edilensin, arzu edildiğine göre güzelsin.
Simetri dengeyi, kusursuzluğu,disiplini ve düzeni sunar.
Yine de her şey bu kadar basit değil.
İnsan dinamik bir organizma olarak hafif asimetrilere sahiptir. Yüzün her bir tarafı ve özellikle alt bölümü karşı taraf beyin yarısından idare edilir. Bir başka deyimle aslında asimetri fonksiyonaldir ve mutlak simetri yoktur. İnsan bedeni ve yüzü mükemmel simetride değildir. Böyle bir simetri çok sıkıcı olurdu.
Asimetri hareketi, yaşamı, oyunu, özgürlüğü, serbest bırakma, keyfiyet, ve rastlantıyı belirtir.
Bazı kişiler kendilerini incelemede aşırı simetrik bakış açısına sahipler. Genellikle çift organ estetik girişimlerinde (göz kapağı, meme, kulak, kaş) belirli olan bu davranış şekli kişiyi mutsuz yapabiliyor. Tek organ estetik girişimlerinde ise (burun dudak, karın gibi) kişiler, iki yarı arasındaki simetriyi inceliyorlar. Aslında erken dönem asimetrisi normal olup, her dokuda iyileşme eşit gitmez ve zaman içinde iki taraf ya da iki yarı birbirlerini yakalarlar. Geç dönem çok yakın mesafe asimetrisi de normaldir. İnsan bedeni ve yüzü mükemmel simetride değildir. Böyle bir simetri çok sıkıcı olurdu. İnsan dinamik bir organizma olarak hafif asimetrilere sahiptir. Ben bunu makrosimetrik ve mikroasimetrik olarak adlandırıyorum. İletişim mesafesinde simetrik çok yakından incelemede asimetrik. İletişim mesafesini geçip, aynada çok yakından kendinizi incelerseniz, bedeninizde sürekli kusurlar bulursunuz. Bu inceleme tarzı pratik yaşama uygun değildir. Büyük yapıların estetiğinde 3-4 mm, küçük yapıların estetiğinde 0.5-1 mm lik farklar farkedilmez ve işlem sonucu mükemmel kabul edilir.“
Hale etkisi, burun ve estetik
Çekicilik önemli bir özellik…
Güzelliğin daha üzerinde bir kavram ve gücü daha fazla.
Çekiciliği ayın etrafında haleye benzetebiliriz.
Ayın halesi milyonlarca minik buz kristalinin mercek görevi görmesi ile ortaya çıkan bir doğa olayı.
Hale ayı oldukça çekici kılar.
Çekiciliği resimde belirtmenin belki de en yaratıcı yolu haledir.
Özellikle ikonografi olarak bilinen din temalı sanatta kadın figürlerinin çevresine yerleştirilen hale yorumlarını hatırlayalım.
Tasvir edilen kadına erdemli etiketini de yerleştirir. Bir anda dış güzellik iç güzellik ile taçlandırılır. Çekicilik ortaya çıkar.
Bu yorumlar gerçek yaşamla da paralel bir içerik taşır.
Çekici olan kişilerin etrafında gözle görmediğimiz fakat hissettiğimiz bir hale oluşur.
Sosyal bilimler literatürüne hale etkisi olarak geçen konu kısmen bu anlatılanlar ile bağlantılı.
Hale etkisi ilk izlenimde oldukça önemli.
İlk izlenim ise sosyal iletişimde çok önemli.
Hale etkisi ile bir kişi hakkında varılan yargı başka alanlarda da geçerli oluyor. Güzel ise iyi kalpli de olması ya da çalışkan ise dürüst olması gerektiği gibi.
Bunun tersi de doğru. Ters hale etkisi gibi. Bir beden özelliğiniz sizi itici kılabilir. İtici olmak çirkin olmaktan daha kötü bir özellik.
Burun özellikle yüzdeki merkezi konumu ile çok önemli. Çirkin burun ne yazık ki çirkin başka bir uzva göre daha fazla ters hale etkisine sahip. En önemli şartlandırmalardan birisi masallarda geçen çirkin ve iri burunlu cadı tiplemeleri. Ters hale etkisi ile çirkin ve hemen arkasından öyleyse kötü önyargısı sıralanıverir.
Estetik operasyonlar sonrası gerçek sonuç ne zaman alınır ?
Estetik operasyonların gerçek sonucu hemen görülmez. Buğulanmış camın arkası nasıl net görünmez ise, iyileşme bulguları da estetik operasyonun sonucunu örter. Bu nedenle, erken dönem sonuç üzerinde takılıp kalmadan yapılan işlemin olgunlaşması beklenmelidir. Erken dönemde, Hamlet’in değişen bulutları gibi sonuç sürekli değişir. Üç ay sonra sonucun genellikle üçte ikisi görünmeye başlarken çoğu zaman bir yılı bulur.
Shakespeare’in Hamlet adlı eserinde Kral’ın danışmanı dalkavuk Polonius ( Hamletin sevgilisi Ophelia’nın babası ) ve Hamlet arasında şöyle bir diyalog geçer.
Hamlet- Şu bulutu görüyormusun, hemen hemen bir deveye benziyor, değil mi ?
Polonius- Gerçekten tıpkı deve gibi.
Hamlet- Bence sansara benziyor.
Polonius- Evet, sırtı sansar sırtı.
Hamlet- Ya da, bir balina gibi mi?
Polonius- Balinaya çok benziyor.
Bu konuşmalarda Polonius’un tarzını dalkavuk olarak değerlendirebiliriz. Ancak bu konuşma bir gerçekliği barındırır. Yaşamda her şey değişir. Yeryüzünün en hareketli ve en değişken yapılardan birisi olan bulutlar ise sürekli şekil ve yer değiştirir. Hamlet’in deveye benzettiği bulut, sansara daha sonra da balinaya dönüşebilir
At gözlüğü, beden imajı ve estetik
Atların nesneleri olduğundan büyük gördüğü bilinir. Bu algı sorunu ürkek doğalarını açıklar. Üstelik arkalarını bile görebilmeleri tedirginliklerini daha da arttırır. Sürekli arkalarından yaklaşan dev objeler…
At gözlüğü ise bu algı sorununa en iyi çözüm. Atların görme biçimleri estetikle ilgili bir konuyu anlarken ya da anlatırken oldukça işe yarar. Beden algısını…
Beden algısı o kadar önemli bir konu ki, güzel olduğu halde kendisini beğenmeyenlerin durumu burada gizlidir.
Ayrıca sıfır beden takıntısı olanların….
Öyle olmadığı halde kendisini güzel zannedenlerin…
Büyüteçle görülebilen sorunlarla ilgilenenlerin…
Hatta iyi yapılan bir estetik operasyondan sonra hala mutsuz olanların açıklaması da bu konu içerisinde yer alır.
Özellikle ergenlik dönemi beden algısı açısından oldukça hassas bir dönemdir. Ergenlerin, atların çevreyi ve objeleri abartılı ve farklı algılamaları gibi bedenlerini ve çevreyi farklı algılama eğilimleri vardır. Bu dönemde beden algısı ile ilgili sorunlar beden algı bozukluğu olarak karşımıza çıkar.
Bana göre beden algısının bozulması alay edilen bedenin zihinsel bir tepkisidir. Gerçekten bu tür kişilerde çocukluk ve özellikle ergenlik döneminde beden ile ilgili alaylar üzerine benzer öyküler var.
Aslında beden algısı sorunu biraz da modern zamanın bir sorunu.
1890’larda menarş ( adet görülme zamanı ) ve evlilik arasındaki süre yedi yıl iken, bu süre günümüzde iki katına çıkmış görünüyor. Bu dönemin uzun sürmesi bedenle ilgilenmeyi arttırmışdır.
Ergenlik dönemindeki kişilerin beden ile ilgili bazı ortak bakış açıları bulunur. Çevreden sosyal onay beklentisi…
Dışarıdan bakan göze iyi görünme çabası…
Görüntü ile ilgili takılmalara hassasiyet…
Beden ile ilgili hoşnutsuzluk…
Kırklı yaşlara kadar bu hassas dönemin sürebiliyor. Bu takılmalar bazen o denli ruhsal sorunlara neden olur ki, bireyin sosyal ve okul hayatı dahi etkilenir.
Alamet-i Farika ve güzellik kavramı
Şu tür tanımlamaları sıklıkla duyarım. Gözleri çok güzel, burnu çok güzel ya da gülümseyişi çok güzel gibi. Örnekler çoğaltılabilir. Bazen yetmiş yaşında birine de bu tanımlama yapılabiliyor. Hala çok güzel gözleri var gibi. Bu öyle bir yaklaşım ki çirkin biri için güzel tanımlamasını yaptırabiliyor. Bütünde güzellik tanımlamasına göre bir parçanın güzelliğinin vurgulanmasının ilginç yansımaları var. Aslında adaletli bir yaklaşım. Sonuçta güzel kelimesini içeren bir tanımlamayı herkes hakediyor.
Buna alamet-i farika güzelliği diyorum. Ticaret hukuku terimi olan alamet-i farika bir malı başka mallardan ayırmaya yarayan bir özellik olarak bilinir. Bu Osmanlıca tamlama ayırtıcı işaret olarak çevrilebilir. Bu ticaret hukuku terimi genelleşmiş ve insan için de kullanılan bir tamlamaya zaman içinde dönüşmüştür. Aslında herkesin bir alamet-i farikası bulunur.
Bu bakış açısından çirkin kadın yoktur. Bu yaklaşım “çirkin kadın yoktur bakımsız kadın vardır,” klişesine farklı bir yorum da getirir.
Bu konu bir diğer açıdan da önemlidir. Daha güzel görünmek isteyenlerin alamet-i farikalarını ortaya çıkarmak imaj geliştirmenin ya da daha dikkat çekmenin bir yolu da olabilir.
“Güzellik ögelerde değil kısımların uyumlu oranındadır. Parmakların ele, elin kola hatta kol ile meme arasında bile bir uyum vardır.” Güzelliğin bu tanımlaması değişmez olsa da alamet-i farika güzelliğini yadsıyamayız.
Güzellik güçtür
Güzellik gerçekten güçtür. Güzel olana karşı yapılan pozitif ayrımcılık biliniyor. Üstelik bilimsel olarak da ispatlı.
Güzelliğin çok farklı tanımları var. Benim en sevdiğim tanımlama Kanon’da yazılı olanlar.. Güzel yavaş yavaş, bir çok sayıdan doğar. Bir parmağın ötekine, tüm parmakların elin kalanına, her parçanın diğerine olan uyumlu oranıdır.
Bazıları güzelliği temel olarak duygularımızı memnun eden şey olarak tanımlasa da, aslında duyularımızı memnun eden her şeyi güzellik olarak adlandıramayız.
Güzellik ideali görme algısı ile yakından ilişkilidir. Güzel bir senfoni ya da güzel bir kitap yaklaşımında görülmeyen bir güzellikten bahsederiz ancak bir güzellik ideası vardır.
Günlük dile indirgendiğinde güzelin çok daha genel kullanımına tanıklık ederiz. Güzel insan derken iyi anlamında, güzel fikir derken de aslında değerli anlamında kullanırız.
Yine de güzelliğin dezavantajları da yok değil. Güzel günleri boyunca sürekli övgüler almış ve dikkatleri toplamış birisi için güzelliğin kaybolduğu yıllar trajediye dönüşebilir.
Malena’nın öyküsünde kasabanın kadınları onun güzelliği karşısında kıskançlık duyar ve kocalarını ayartabileceği korkusuyla ona tavır alırlar. Hiçbir iş bulamayan Malena sonunda hayat kadını olur.
Psişenin öyküsünde de benzer bir kıskançlık yer alır. Üstelik güzelliği kıskanan bir tanrıçadır. Venüs psişenin güzelliği karşısında kıskançlık duyar, öfkelenir ve onu cezalandırır.
Psişe o denli güzeldir ki, hiçbir erkek ona yaklaşmaya cesaret edemez. Kral babası yalnız ve mutsuz kızının bu durumuna çare bulmak isterken güzelliğin korkutucu tarafına vurgu yapılır.
Görüntümüz sağlıklı bir kişilik ve sosyal iletişim için çok önemli. Bu kavram içinde ise güzellik o denli güçlü ki, sanatçılar onu eserlerinde yakalamaya çalışıyor, şairler onu övüyor, bilim adamları ise sırrının peşinde.
Çirkinlikle ya da çirkinliğin kapsamı ile ilgilinen pek kimse yok. Aslında çirkinlikte öğrenilecek çok şey var. Hatta güzeli daha iyi anlamak için bile çirkinliği çalışmak gerekli.
Herşey den önce güzelliğin vurgulanması için gerekli bir özellik.
Güzelliğe benzer özellikleri var. Biraz göreceli ve kişiye, kültüre ya da ırka göre değişebiliyor.
Bir şansızlık gibi görünüyor. Bazen şansa çevrilebiliyor. “Allah çirkin şansı versin,” lafı boşuna söylenmiş değil. Asıl önemli nokta ise çirkinlik kendi içinde güzelleşme potansiyeline sahip. Çirkinlik güzelliğe dönüşebiliyor. Çirkinliğin de başka tür bir gücü var. Bedende ki bazı gizli potansiyelleri harekete geçirebiliyor. Beden eksik olan bir yönününü dengelemek için başka bir yönden gelişmeye başlıyor. Jean-Paul Sartre ya da Socrates gibi ünlü karakterler çirkinliğe çok şey borçlu.
Bazen çirkinlik görünmez oluyor, önemini kaybediyor. Notr Dame’ın kamburunun iç güzelliğinin çirkinliğini bir süre sonra unutturması gibi.
Her çirkinikte bir güzellik istenirse bulunabiliyor.
Bazen de içerideki çirkinlik o kadar baskın oluyor ki dış güzelliği silebiliyor.
Bazen ise çirkinlik algısı yanlış olabiliyor. Beden algı bozukluğunda olduğu gibi kişi kendisini ya da vücudunun bir bölümünü çirkin sanabiliyor. Öyle olmadığı halde ikna etmek mümkün olmuyor.
Andersen’in ünlü çirkin ördek masalında olduğu gibi çirkin olmadığı halde yanlış yerde bulunmak bile çirkin olarak kabul edilme nedeni.
Öykünün yazarı olan Andersen’inde bir zamanlar çirkin olduğu söyleniyor. Çocuklar tarafından acımasızca alay edilen büyük burunlu ve büyük ayaklı çirkin bir erkek çocuğu.
Çirkinlik masalda olduğu gibi güzelliğe dönüşebiliyor.
Somut olarak estetik cerrahi bu dönüşüm için epeyce yeterli.
Halil Cibran’ın öyküsüne göre, Tanrı dünyanın yaratılışı sırasında güzellik ve çirkinlik tanrıçalarını yaratır ve onları yeryüzüne gönderir. Bu uzun yolculuk sonunda biraz kirlenmişlerdir. Elbiselerini çıkartıp bir göle girerler. Çirkinlik tanrıçası fırsatı değerlendirir ve kıyıya çıkarak güzellik tanrıçasının elbisesini giyer. O zamandan beri dünyada çirkinlik güzelliğin giysileri altında hükmünü sürdürür.
Göz altı ışık dolgusu
Dolguda sekiz nokta enjeksiyonu
Endolift ile şakaklara saç toplama efekti